Krishna, Aşkın Prensi

0
51

Krishna, bhakti yoganın adanmışlık ve vecd uygulamalarında en çok başvurulan formlardan biri haline gelmiştir. Krishna’nın Vishnu’nun sekizinci ve en önemli avatarı (enkarnasyonu) olduğu söylenir ve tavus kuşu tüylerinden tacı olan, flüt çalan, fayton mavisi renkli bir tanrı olarak tasvir edilir. Tavus kuşunun tüyleri güzellik ve bilginin sembolüdür ve flüt Tanrı’yı çağırmayı temsil eder ve saf, açık bir kalbi simgeler.

Krishna, hayat hikâyeleri aracılığıyla üç farklı arketipi kişileştirir: yaramaz çocuk, tutkulu aşık ve kurnaz savaşçı.

Krişna küçük bir çocukken tehlikelere karşı eğlenceli ve korkusuz yaklaşımıyla ve insanüstü güçleriyle tanınırdı. Yılan iblis Kaliya’yı başının üzerinde dans ederek zahmetsizce yenmiş ve diğer birçok iblis Krişna’nın olağanüstü gücü ya da sihirli bir şekilde boyutunu ve ağırlığını artırma yeteneği sayesinde öldürülmüştür. En popüler çocuk hikâyelerinden biri Krishna’nın annesinden ve köylülerden sürekli taze yapılmış tereyağı çalması ve bunun sonucunda aldığı cezalardan nasıl başarıyla kurtulduğudur.

Krishna ergenlik çağındayken köyün gopileri (süt kızları) ve sevgili aşığı Radha ile yaşadığı maceralar ve şehvetli oyunlarıyla tanınırdı. Bu muzip ve tutkulu oyun Rasa Lila (mutluluk dansı) ile doruğa ulaşmıştır. Güzel bir sonbahar gecesinde Krishna flütünün sesiyle gopileri kocalarından ve ev işlerinden uzaklaştırdı. Çemberler çizerek coşkuyla dans ettiler ve Krishna’ya olan aşklarını tam bir adanmışlık teslimiyetiyle kutladılar.

Genç bir adamken Krişna, kötü krallar Kamsa ve Jarasandha’yı fethederek vahşi ve kurnaz bir savaşçıya dönüşür. Bhagavad Gita’da anlatılan ünlü savaşta Krishna, Prens Arjuna’nın danışmanı ve taktisyeni olur, ona doğru eylem (karma) derslerini öğretir ve ordusunu zafere götürür.

Genel olarak, Krishna’nın ilahi sevgi ve neşenin kişileşmiş hali olduğu söylenir. Amritananda şöyle yazar: “Evrensel ve benliksiz, kozmik boyutta sevgi, kişi kalp merkezine yoğunlaştığında elde ettiği şeydir. Kişi Krishna’nın çağrısını burada duyar.”